2020
Şubat
16

Psikolog Aynur Kaya ile Aile Dizilimi

X
Mesajınız Gönderilmiştir.
En Kısa Zamanda Size Yanıt Verecektir.
Etkinliği Düzenleyene Mesaj Gönder X
Ön Rezervasyon Kaydı Kesin Rezervasyon Yerine Geçmez. X
X
Ön Rezarvasyon Kaydınız Alınmıştır.
En Kısa Zamanda Sizinle İletişime Geçecektir.

(Ön rezervasyon kaydı kesin rezervasyon yerine geçmez.)
371146
371146
Psikolog Aynur Kaya ile Aile Dizilimi
Psikolog Aynur Kaya ile Aile Dizilimi
0.00

Tarih:16 Şubat 2020
Yer:Ankara
"İyi bir insan olmaktansa, bütün bir insan olmayı tercih ederim.”
Jung
**Katılım ve detaylı bilgi için sağ alt köşedeki workshopix mesaj gönder kutusunu kullanabilirsiniz.

İçerik:
Aile Dizilimi 1980'lerin başında Bert Hellinger tarafından geliştirilmiştir. Hellinger misyoner bir din adamı olarak başladığı meslek yaşamını Afrika'da Zulu kabileleri ile geçirdiği, onların bilgi ve yaşam deneyimlerine tanıklık ettiği yılların ardından, onların yüzyıllardır uyguladıkları kadim bilgileri Avrupa'ya döndüğünde Psikoanaliz, Hipnoterapi ve Aile Terapisi psikoterapi ekollerinden aldığı eğitimlerle farklı bir yön vermiştir.
Aile Dizilimi kişilerin kendi yaşamlarındaki sorunları çözmek adına, kendilerine ve içine doğdukları aileye tüm derinliğiyle bir bütün olarak görebilme gücünü verir. Bunun için "danışan” bir uzman ya da uygulayıcı tarafından düzenlenen, grup çalışmasında katılan kişilerden aile üyelerini temsil edecek temsilciler seçer ve temsilciler danışanın uygun bulduğu biçimde alanda yerleştirilerek Aile Dizilimi çalışması başlatılır. Çalışma süresince danışan bilen alanda kendine temsil ederek aktif rol alabildiği gibi bir katılımcı tarafından da temsil edilebilir.
Aile sisteminin dile gelmeyen, görülmeyen ancak hissedilen ve bizi farkında olmadan yönlendiren "dinamiklerini” fark etmemize olanak sağlar. Aile Diziliminin gücü olanı, olduğu haliyle görme fırsatından gelir. Danışan kendi ya da ailesi tarafından yazılan "senaryoya” ne kadar dışardan bakma cesaretine sahipse, yeni bir senaryo yazma ve bu yeni senaryo ile yeni bir yaşam kurma gücüne de o kadar sahip olur. Yani çalışmanın gücü danışanın kabul ve cesaretinden gelir.Anne karnına düştüğümüz anda sistemin içindeki yerimizi alırız ve morfogenetik alanda (ya da sistemin enerji frekansında) bütünü oluşturan bir parça haline geliriz. Ancak çocuk bilincinden yetişkin bilincine doğru büyüyen, gelişen danışan fark eder ki, aidiyet tanıdık ve benzer olanla sınırlı değildir. Hem kendi içine doğduğumuz aileye aidiyetimiz mutlaktır, bu bağ değişmez ve dönüştürülemez. Değişen ve dönüşen bizim sistem içindeki duruş şeklimizdir.
Bireysel duygu ve yargılarımızla aldığımız kararlar sistemi de doğrudan ya da dolaylı yoldan etkileyebilir. Bu ait olduğumuz sistemdeki diğer üyeler ve gelecekte ait olacakları da kapsar.
Dizim çalışmalarında hep görülen şey sevgi ve onun gücüdür. Tüm yaşananların derininde sevgi görülmeyi bekleyerek oradadır. Ve kalbimizi yargısızca, koşulsuzca olana ve kişiye açtığımızda "şifa” başlar. Kalbi açmak sadece dışarda tutulanı içeri almak değil, aynı zamanda "kendi sebeplerimizle” içerde tuttuğumuz sevgiyi dışarı bırakmaktır.
Aile Dizilimi kuşaklar boyunca yaşanan ve etkisi olan olayları bilmenin ötesine taşıyarak, bilen alan ve temsilciler algısının gücüyle bugünden olana bakmak yerine, zamanın sınırlarını ortadan kaldırarak, kişilerin o andaki, durumdaki duygu ve düşüncelerini bilme olanağı ve gücünü verir. Böylece fiziksel olarak orada olmasalar da enerji alanını yaratan ve etkileyen duygularıyla, düşünce ve davranışlarıyla bütünü görmemizi mümkün kılar.
Zamanın sınırlı ve lineer oluşu düşüncesinden uzaklaştığımızda çok boyutlu olan zaman algısı devreye girer ve bizimle ilişkili olan, farklı kuşaklardan gelen tüm aile üyeleri aynı anda ve mekanda temsil edilirler. Zamanın ve mekanın sınırlarının olmadığı bir alanda, sistemin "danışanı” etkileyen boyutlarıyla, danışanın algısından çalışmaya başlayarak "tıkanık” olanın, "açılım ve çözüm” niyetiyle, hareketine alan açarız.

Kimler İçin?
Kendisi ile ilgili ruhsal, fiziksel, zihinsel herhangi bir konuda, kendi kurduğu güncel ailede ya da içine doğduğu ailede, çalışan, yönetici, iş yeri sahibi olarak iş yeri ile ilgili sorun yaşayan 16 yaşından büyük herkes Aile Dizilimi çalışmalarına katılabilir. Dizim çalışması devam eden Sistemik Terapinin parçası olabildiği gibi, katılan kişiler sadece Dizim de yaptırabilirler.

Faydaları
Kişinin kendi iç çatışmalarını çözmesi, günlük yaşamında daha rahat ve uyumlu olmasına olanak sağlar. Aile üyeleri arasındaki denge ve düzenin sağlanmış olması aile bağlarını güçlendirirken, sevgi ve özgürlük hissine daha çok yer açar. bizim yaşamımızdaki deneyimlerle ve ailemizin deneyimleriyle sınırlanmış olan bakış açımızı genişletmek ve hayatla aynı doğrultuda akabilmek için kendimize izin vermektir.

Eğitmen Hakkına
Aynur Kaya
1981 yılında Ankara'da doğdu. 13 yaşında okuduğu Leo Buscaglia'nın Yaşamak, Sevmek ve Öğrenmek kitabının etkisiyle psikolog olmaya karar verdi ve insana dair merakı ve ilgisi tüm hayatını şekillendirdi. 2001 yılında Ankara Üniversitesi Psikoloji Bölümünden mezun oldu.
Üniversite yıllarından tanıdığı hocası, Prof. Dr. Nilhan Sezgin'in açtığı pencereyle Enerji Psikoterapileri ile ilgilenmeye başladı. Bu merak ve öğrenme süreci beden, stres, travma ve varoluş gibi kavramlar üzerinde çalışma ve öğrenme sürecini de beraberinde getirdi. Bu süreçte edindiği bilgi travmanın kuşaklararası aktarımıyla ilgili daha derin bilgi ve deneyim edinmek amacıyla Sistem ve Aile Dizimleri ile ilgilenerek Dr. Mehmet ZARARSIZOĞLU liderliğindeki Sistem Dizimleri Enstitüsü Sistem Dizilimi Uzman Uygulayıcı eğitiminden 2015 yılında mezun oldu.
Kuşaklararası aktarımdaki bilgi transferi ve duygu, davranış dönüşümü yalnızca davranış kalıpları ile değil, güçlü bir şekilde epigenetik mekanizmalarla sağlanmaktadır. Düşünce ve duyguda kalıcı ve içsel değişimin sağlanabilmesi için bedenin de psikoterapi sürecine dahil edilmesi gerektiğine olan inancıyla Peter Levin Avrupa Somatik Deneyimleme Birliğinin Somatik Deneyim Uygulayıcı eğitimini de 2016 yılında tamamlamıştır. Travmayı Çözümleme Egzersizleri (Trauma Releasing Exercises-TRE) eğitimini 2018 yılı itibariyle tamamlamıştır.
Çocukluk hayalinin içinde büyürken insana dair merakı, anlama çabasına dönüşmüş ve hayatı, insanları anlamaya çalışarak, anladığını kadarını anlattığı yolculuğuna, beden psikoterapileri alanında daha fazla bilgi ve farklı bakış açısı kazanabilmek için Bilgi Üniversitesi Dans/Hareket Terapileri eğitimine devam etmektedir.
Bu nedenle yıllar içinde farklı eğitmenlerden aldığı derslerin sonunda, edindiği bilgi ve deneyimi Budist Psikoloji ve Psikoterapi bakış açısından beden, zihin kavramlarını farklı boyutlarda bütünleştirme ve dönüştürme deneyimine devam etmektedir.
**Katılım ve detaylı bilgi için sağ alt köşedeki workshopix mesaj gönder kutusunu kullanabilirsiniz.

Tarih:16 Şubat 2020
Yer:Ankara
"İyi bir insan olmaktansa, bütün bir insan olmayı tercih ederim.”
Jung
**Katılım ve detaylı bilgi için sağ alt köşedeki workshopix mesaj gönder kutusunu kullanabilirsiniz.

İçerik:
Aile Dizilimi 1980'lerin başında Bert Hellinger tarafından geliştirilmiştir. Hellinger misyoner bir din adamı olarak başladığı meslek yaşamını Afrika'da Zulu kabileleri ile geçirdiği, onların bilgi ve yaşam deneyimlerine tanıklık ettiği yılların ardından, onların yüzyıllardır uyguladıkları kadim bilgileri Avrupa'ya döndüğünde Psikoanaliz, Hipnoterapi ve Aile Terapisi psikoterapi ekollerinden aldığı eğitimlerle farklı bir yön vermiştir.
Aile Dizilimi kişilerin kendi yaşamlarındaki sorunları çözmek adına, kendilerine ve içine doğdukları aileye tüm derinliğiyle bir bütün olarak görebilme gücünü verir. Bunun için "danışan” bir uzman ya da uygulayıcı tarafından düzenlenen, grup çalışmasında katılan kişilerden aile üyelerini temsil edecek temsilciler seçer ve temsilciler danışanın uygun bulduğu biçimde alanda yerleştirilerek Aile Dizilimi çalışması başlatılır. Çalışma süresince danışan bilen alanda kendine temsil ederek aktif rol alabildiği gibi bir katılımcı tarafından da temsil edilebilir.
Aile sisteminin dile gelmeyen, görülmeyen ancak hissedilen ve bizi farkında olmadan yönlendiren "dinamiklerini” fark etmemize olanak sağlar. Aile Diziliminin gücü olanı, olduğu haliyle görme fırsatından gelir. Danışan kendi ya da ailesi tarafından yazılan "senaryoya” ne kadar dışardan bakma cesaretine sahipse, yeni bir senaryo yazma ve bu yeni senaryo ile yeni bir yaşam kurma gücüne de o kadar sahip olur. Yani çalışmanın gücü danışanın kabul ve cesaretinden gelir.Anne karnına düştüğümüz anda sistemin içindeki yerimizi alırız ve morfogenetik alanda (ya da sistemin enerji frekansında) bütünü oluşturan bir parça haline geliriz. Ancak çocuk bilincinden yetişkin bilincine doğru büyüyen, gelişen danışan fark eder ki, aidiyet tanıdık ve benzer olanla sınırlı değildir. Hem kendi içine doğduğumuz aileye aidiyetimiz mutlaktır, bu bağ değişmez ve dönüştürülemez. Değişen ve dönüşen bizim sistem içindeki duruş şeklimizdir.
Bireysel duygu ve yargılarımızla aldığımız kararlar sistemi de doğrudan ya da dolaylı yoldan etkileyebilir. Bu ait olduğumuz sistemdeki diğer üyeler ve gelecekte ait olacakları da kapsar.
Dizim çalışmalarında hep görülen şey sevgi ve onun gücüdür. Tüm yaşananların derininde sevgi görülmeyi bekleyerek oradadır. Ve kalbimizi yargısızca, koşulsuzca olana ve kişiye açtığımızda "şifa” başlar. Kalbi açmak sadece dışarda tutulanı içeri almak değil, aynı zamanda "kendi sebeplerimizle” içerde tuttuğumuz sevgiyi dışarı bırakmaktır.
Aile Dizilimi kuşaklar boyunca yaşanan ve etkisi olan olayları bilmenin ötesine taşıyarak, bilen alan ve temsilciler algısının gücüyle bugünden olana bakmak yerine, zamanın sınırlarını ortadan kaldırarak, kişilerin o andaki, durumdaki duygu ve düşüncelerini bilme olanağı ve gücünü verir. Böylece fiziksel olarak orada olmasalar da enerji alanını yaratan ve etkileyen duygularıyla, düşünce ve davranışlarıyla bütünü görmemizi mümkün kılar.
Zamanın sınırlı ve lineer oluşu düşüncesinden uzaklaştığımızda çok boyutlu olan zaman algısı devreye girer ve bizimle ilişkili olan, farklı kuşaklardan gelen tüm aile üyeleri aynı anda ve mekanda temsil edilirler. Zamanın ve mekanın sınırlarının olmadığı bir alanda, sistemin "danışanı” etkileyen boyutlarıyla, danışanın algısından çalışmaya başlayarak "tıkanık” olanın, "açılım ve çözüm” niyetiyle, hareketine alan açarız.

Kimler İçin?
Kendisi ile ilgili ruhsal, fiziksel, zihinsel herhangi bir konuda, kendi kurduğu güncel ailede ya da içine doğduğu ailede, çalışan, yönetici, iş yeri sahibi olarak iş yeri ile ilgili sorun yaşayan 16 yaşından büyük herkes Aile Dizilimi çalışmalarına katılabilir. Dizim çalışması devam eden Sistemik Terapinin parçası olabildiği gibi, katılan kişiler sadece Dizim de yaptırabilirler.

Faydaları
Kişinin kendi iç çatışmalarını çözmesi, günlük yaşamında daha rahat ve uyumlu olmasına olanak sağlar. Aile üyeleri arasındaki denge ve düzenin sağlanmış olması aile bağlarını güçlendirirken, sevgi ve özgürlük hissine daha çok yer açar. bizim yaşamımızdaki deneyimlerle ve ailemizin deneyimleriyle sınırlanmış olan bakış açımızı genişletmek ve hayatla aynı doğrultuda akabilmek için kendimize izin vermektir.

Eğitmen Hakkına
Aynur Kaya
1981 yılında Ankara'da doğdu. 13 yaşında okuduğu Leo Buscaglia'nın Yaşamak, Sevmek ve Öğrenmek kitabının etkisiyle psikolog olmaya karar verdi ve insana dair merakı ve ilgisi tüm hayatını şekillendirdi. 2001 yılında Ankara Üniversitesi Psikoloji Bölümünden mezun oldu.
Üniversite yıllarından tanıdığı hocası, Prof. Dr. Nilhan Sezgin'in açtığı pencereyle Enerji Psikoterapileri ile ilgilenmeye başladı. Bu merak ve öğrenme süreci beden, stres, travma ve varoluş gibi kavramlar üzerinde çalışma ve öğrenme sürecini de beraberinde getirdi. Bu süreçte edindiği bilgi travmanın kuşaklararası aktarımıyla ilgili daha derin bilgi ve deneyim edinmek amacıyla Sistem ve Aile Dizimleri ile ilgilenerek Dr. Mehmet ZARARSIZOĞLU liderliğindeki Sistem Dizimleri Enstitüsü Sistem Dizilimi Uzman Uygulayıcı eğitiminden 2015 yılında mezun oldu.
Kuşaklararası aktarımdaki bilgi transferi ve duygu, davranış dönüşümü yalnızca davranış kalıpları ile değil, güçlü bir şekilde epigenetik mekanizmalarla sağlanmaktadır. Düşünce ve duyguda kalıcı ve içsel değişimin sağlanabilmesi için bedenin de psikoterapi sürecine dahil edilmesi gerektiğine olan inancıyla Peter Levin Avrupa Somatik Deneyimleme Birliğinin Somatik Deneyim Uygulayıcı eğitimini de 2016 yılında tamamlamıştır. Travmayı Çözümleme Egzersizleri (Trauma Releasing Exercises-TRE) eğitimini 2018 yılı itibariyle tamamlamıştır.
Çocukluk hayalinin içinde büyürken insana dair merakı, anlama çabasına dönüşmüş ve hayatı, insanları anlamaya çalışarak, anladığını kadarını anlattığı yolculuğuna, beden psikoterapileri alanında daha fazla bilgi ve farklı bakış açısı kazanabilmek için Bilgi Üniversitesi Dans/Hareket Terapileri eğitimine devam etmektedir.
Bu nedenle yıllar içinde farklı eğitmenlerden aldığı derslerin sonunda, edindiği bilgi ve deneyimi Budist Psikoloji ve Psikoterapi bakış açısından beden, zihin kavramlarını farklı boyutlarda bütünleştirme ve dönüştürme deneyimine devam etmektedir.
**Katılım ve detaylı bilgi için sağ alt köşedeki workshopix mesaj gönder kutusunu kullanabilirsiniz.
Kapat