Tohumun ağaç olmayı bilen iç kuvveti gibi; gelişiminin her evresinde yeni hâller deneyimleyen bir bitki, hem geçiciliği hem de daimiliği barındıran, diri yaşam inadıyla bir bütündür.
Bir ağaç, varacağı nektara dolarken, hangi evresinde ise yaşamının ister filiz olsun o an, ister körpe bir dal ya da meyveye durmuş bir ihtimal; bilir ki her şeyin kendi ritminde bir vakti var. Şimdi filiz olan, yarın meyveye çevirmeden başını; bugün nasıl ki yeşermeyle kalabiliyorsa, bizlere de her karşılaşmamızda, hep aynı şeyi fısıldar: An bu andır, an bu an!
Her yeni karşılaşmada, ister arı olsun, ister nehir, ister bir ağaç; yaşamın hareket halindeki tüm öğelerini birer beden gibi görmeye başlayınca, tüm ilişkilenme biçimlerimiz başka derinliklere doğru akar.
İşte, bu geçicilik ve devinimiyle doğa, kendi bedenimize ve sürmekte olan yaşama her ân başka türlü bir bakış alanı sunarken; 20 yıldır insan ile doğayı buluşturan Hızır Kamp’ın kalbinde “Dem bu Dem” sergisine kucak açıyor.
Doğanın bize her ân sunduğu bu başka türlü bakış alanını, insan bedeninde deneyimlediğimiz her karşılaşmayı ve bıraktığı izleri araştıran sergi, ilhamını Filibeli Ahmet Hilmi’nin Âmâk-ı Hayal (Hayalin Derinlikleri) kitabından alıyor.
Kitabın kahramanı Aynalı babanın insan olmaya dair incelikle aktardığı tüm hissetme biçimlerinden ilham alarak ve sanatın ifade gücünü kullanarak bizi fısıldayan karşılaşmalara davet eden sergi, sanatı yalnızca izlenen değil, hissedilen, dönüşen ve paylaşılabilen ortak bir alan olarak deneyimlemeye davet ediyor.
Sanatçılar: Onur Çanka, Sinem Dişli, Bi Acayip Hâne, Ali Kanal, Kovan Project (Aslıhan Mumcu & Beyza Durhan), Tahir Öztürk, Ahmet Turgut Yazman
Küratör: Senem Rabia Sekban
Tohumun ağaç olmayı bilen iç kuvveti gibi; gelişiminin her evresinde yeni hâller deneyimleyen bir bitki, hem geçiciliği hem de daimiliği barındıran, diri yaşam inadıyla bir bütündür.
Bir ağaç, varacağı nektara dolarken, hangi evresinde ise yaşamının ister filiz olsun o an, ister körpe bir dal ya da meyveye durmuş bir ihtimal; bilir ki her şeyin kendi ritminde bir vakti var. Şimdi filiz olan, yarın meyveye çevirmeden başını; bugün nasıl ki yeşermeyle kalabiliyorsa, bizlere de her karşılaşmamızda, hep aynı şeyi fısıldar: An bu andır, an bu an!
Her yeni karşılaşmada, ister arı olsun, ister nehir, ister bir ağaç; yaşamın hareket halindeki tüm öğelerini birer beden gibi görmeye başlayınca, tüm ilişkilenme biçimlerimiz başka derinliklere doğru akar.
İşte, bu geçicilik ve devinimiyle doğa, kendi bedenimize ve sürmekte olan yaşama her ân başka türlü bir bakış alanı sunarken; 20 yıldır insan ile doğayı buluşturan Hızır Kamp’ın kalbinde “Dem bu Dem” sergisine kucak açıyor.
Doğanın bize her ân sunduğu bu başka türlü bakış alanını, insan bedeninde deneyimlediğimiz her karşılaşmayı ve bıraktığı izleri araştıran sergi, ilhamını Filibeli Ahmet Hilmi’nin Âmâk-ı Hayal (Hayalin Derinlikleri) kitabından alıyor.
Kitabın kahramanı Aynalı babanın insan olmaya dair incelikle aktardığı tüm hissetme biçimlerinden ilham alarak ve sanatın ifade gücünü kullanarak bizi fısıldayan karşılaşmalara davet eden sergi, sanatı yalnızca izlenen değil, hissedilen, dönüşen ve paylaşılabilen ortak bir alan olarak deneyimlemeye davet ediyor.
Sanatçılar: Onur Çanka, Sinem Dişli, Bi Acayip Hâne, Ali Kanal, Kovan Project (Aslıhan Mumcu & Beyza Durhan), Tahir Öztürk, Ahmet Turgut Yazman
Küratör: Senem Rabia Sekban
