2016
Eylül
20

Alper Hasanoğlu ile Ruhu Esnetmek: Resilience

X
Mesajınız Gönderilmiştir.
En Kısa Zamanda Size Yanıt Verecektir.
Etkinliği Düzenleyene Mesaj Gönder X
theschool01
363170
Alper Hasanoğlu ile Ruhu Esnetmek: Resilience
Alper Hasanoğlu ile Ruhu Esnetmek: Resilience
0.00

Zorlu yaşam olayları sonrası mutsuzluk, üzüntü, acı çekmek hayata dahildir ve bunlarla yaşamaya devam edebilmek ruhsal esnekliğin (resilience) bir parçasıdır.” – Alper Hasanoğlu

Hayatın getirdiği yükler karşısında dağılmamak, yol karanlık göründüğünde bile devam etmek nasıl mümkün?

Birçok insan hayatın getirdiği yüklere rağmen dağılmaz, hastalanıp belirli semptomlar geliştirmezler. Hastalık belirtileri geliştirseler de, hayatın getirdiği yüklere, zor geçen yaşam evrelerine geçici olarak uyum sağlamayı becerebilir ve kendileri için önemli olan şeylere odaklanarak hayatlarına devam edebilirler. Yani hayatın getirdiği yükler karşısında parçalanmaz ve ruhsal bir esneklik, dayanıklılık gösterebilirler. Hayatın yükü sırtlarından kalktığında daha da güçlenmiş olarak devam edebilirler. Yani başa çıkabilecekleri durumlarla başa çıkmayı, başa çıkılamayacak olan durumları da kabullenmeyi başarırlar. Buna psikolojide "resilience" adı verilir.

Resilience köken olarak bir fizik terimidir. Ne anlama geldiği daha çok bambu kamışı üzerinden anlatılır. Bambuya bir yük uygulandığında bambu kamışı kırılmaz ve ciddi bir şekilde esner. Uzun süre bu yük üzerinde kalsa da kaldırıldığında bambu kamışı eski haline döner. Son yıllarda insan ruhunun hastalıklı ve bozuk taraflarını düzeltmek kadar, sağlıklı ve ‘resilient’ yanlarının (esnek ve dayanıklı) güçlendirilmesi gerektiği de düşünülmeye ve terapi hedefleri arasına alınmaya başlanmıştır.

Bazı insanlar neredeyse doğuştan bu ruhsal esnekliğe sahiptir. Ama bu ruhsal esneklik sonradan da edinilebilir. Bu atölyenin amacı ruhsal esnekliğe sahip olmak için gerekli olan özelliklerin neler olduğunu katılımcılarla paylaşmak ve bu özelliklerin nasıl kazanılabileceğini interaktif olarak çalışabilmektir. 

Zorlu yaşam olayları sonrası mutsuzluk, üzüntü, acı çekmek hayata dahildir ve bunlarla yaşamaya devam edebilmek ruhsal esnekliğin (resilience) bir parçasıdır.” – Alper Hasanoğlu

Hayatın getirdiği yükler karşısında dağılmamak, yol karanlık göründüğünde bile devam etmek nasıl mümkün?

Birçok insan hayatın getirdiği yüklere rağmen dağılmaz, hastalanıp belirli semptomlar geliştirmezler. Hastalık belirtileri geliştirseler de, hayatın getirdiği yüklere, zor geçen yaşam evrelerine geçici olarak uyum sağlamayı becerebilir ve kendileri için önemli olan şeylere odaklanarak hayatlarına devam edebilirler. Yani hayatın getirdiği yükler karşısında parçalanmaz ve ruhsal bir esneklik, dayanıklılık gösterebilirler. Hayatın yükü sırtlarından kalktığında daha da güçlenmiş olarak devam edebilirler. Yani başa çıkabilecekleri durumlarla başa çıkmayı, başa çıkılamayacak olan durumları da kabullenmeyi başarırlar. Buna psikolojide "resilience" adı verilir.

Resilience köken olarak bir fizik terimidir. Ne anlama geldiği daha çok bambu kamışı üzerinden anlatılır. Bambuya bir yük uygulandığında bambu kamışı kırılmaz ve ciddi bir şekilde esner. Uzun süre bu yük üzerinde kalsa da kaldırıldığında bambu kamışı eski haline döner. Son yıllarda insan ruhunun hastalıklı ve bozuk taraflarını düzeltmek kadar, sağlıklı ve ‘resilient’ yanlarının (esnek ve dayanıklı) güçlendirilmesi gerektiği de düşünülmeye ve terapi hedefleri arasına alınmaya başlanmıştır.

Bazı insanlar neredeyse doğuştan bu ruhsal esnekliğe sahiptir. Ama bu ruhsal esneklik sonradan da edinilebilir. Bu atölyenin amacı ruhsal esnekliğe sahip olmak için gerekli olan özelliklerin neler olduğunu katılımcılarla paylaşmak ve bu özelliklerin nasıl kazanılabileceğini interaktif olarak çalışabilmektir. 

Kapat