Tarih: 13 Temmuz 2018 19:00 - 21:00
Yer: İstanbul
“Sıkıntılı günlerde, hiçbir yerde ışık görmediğim karanlıkta çaresiz kaldığım zamanlarda Bhagavad Gita’ya başvururum…Başımdan geçen bunca acı olay, içimde derin yaralar açmamışsa, silinmez izler bırakmamışsa, bunu Bhagavad Gita’ya borçluyum.”
Mahatma Gandhi
Bhagavad Gita, çağlar boyunca Hint yaşam biçimi ve kültürünü şekillendiren en etkileyici ve önemli felsefi metinlerden biri olarak kabul görmüştür. Gita, cehalet, acı ve ölüm gibi bir insanın hayat döngüsü içerisinde yüzleşmek zorunda kaldığı evrensel sorunlara, kısıtlara çözüm bulmayı amaçlar.
Bhagavad Gita’nın Öğretisi kitabını çevirerek Türkçe’ye kazandıran Damla Dönmez ile Gita’nın felsefesi ve bilgeliği üzerine konuşacağız. Bhagavad Gita, yaşam içerisinde sürekli mücadele eden, tatminsizlik çeken, fazlasıyla endişeli ve düşüncelerin karmasına, çelişkilere düşmüş tüm zihinlere hitap eder. Hiçbir kişiye, topluluğa, kültüre, ülkeye ait değildir. İnsan olmanın temel sorunlarından “kısıtlı ve yetersiz benlik” meselesini ele alır ve ebedi mutluluğu bulma arayışında insanoğlunun bir oraya bir buraya bir sarkaç gibi savruluşunda çabanın ve teslimiyetin işlevini, karşılıksız ve beklentisiz hizmet ile eylemlerde bulunmanın gücünü ve dolayısıyla özgürlüğün ve hakikatin ne demek olduğunu bize aktarır.
Bhagavat Gita, Sokrates’e bilgelik atfeden Delfi Tapınağının girişinde ve Upanişadlar isimli Yoga felsefesinin temel metinlerinde de öğütlenen nihai bilgi olan “Ben kimim?” sorusu ile bize “kendini bilmeyi” öğretir. Swami Dayananda Ustanın dediği gibi: “Gita’nın insan olmanın temel sorunu olan çelişkiler ve istekler üzerine olan çözümünü gördükten sonra tıpkı baş kahraman Arjuna’nın dediği gibi siz de ‘Na şto mohah’, ‘Artık yanılgım yok oldu!’ diyeceksiniz.”
**Katılım ve detaylı bilgi için sağ alt köşedeki workshopix mesaj gönder kutusunu kullanabilirsiniz.
Tarih: 13 Temmuz 2018 19:00 - 21:00
Yer: İstanbul
“Sıkıntılı günlerde, hiçbir yerde ışık görmediğim karanlıkta çaresiz kaldığım zamanlarda Bhagavad Gita’ya başvururum…Başımdan geçen bunca acı olay, içimde derin yaralar açmamışsa, silinmez izler bırakmamışsa, bunu Bhagavad Gita’ya borçluyum.”
Mahatma Gandhi
Bhagavad Gita, çağlar boyunca Hint yaşam biçimi ve kültürünü şekillendiren en etkileyici ve önemli felsefi metinlerden biri olarak kabul görmüştür. Gita, cehalet, acı ve ölüm gibi bir insanın hayat döngüsü içerisinde yüzleşmek zorunda kaldığı evrensel sorunlara, kısıtlara çözüm bulmayı amaçlar.
Bhagavad Gita’nın Öğretisi kitabını çevirerek Türkçe’ye kazandıran Damla Dönmez ile Gita’nın felsefesi ve bilgeliği üzerine konuşacağız. Bhagavad Gita, yaşam içerisinde sürekli mücadele eden, tatminsizlik çeken, fazlasıyla endişeli ve düşüncelerin karmasına, çelişkilere düşmüş tüm zihinlere hitap eder. Hiçbir kişiye, topluluğa, kültüre, ülkeye ait değildir. İnsan olmanın temel sorunlarından “kısıtlı ve yetersiz benlik” meselesini ele alır ve ebedi mutluluğu bulma arayışında insanoğlunun bir oraya bir buraya bir sarkaç gibi savruluşunda çabanın ve teslimiyetin işlevini, karşılıksız ve beklentisiz hizmet ile eylemlerde bulunmanın gücünü ve dolayısıyla özgürlüğün ve hakikatin ne demek olduğunu bize aktarır.
Bhagavat Gita, Sokrates’e bilgelik atfeden Delfi Tapınağının girişinde ve Upanişadlar isimli Yoga felsefesinin temel metinlerinde de öğütlenen nihai bilgi olan “Ben kimim?” sorusu ile bize “kendini bilmeyi” öğretir. Swami Dayananda Ustanın dediği gibi: “Gita’nın insan olmanın temel sorunu olan çelişkiler ve istekler üzerine olan çözümünü gördükten sonra tıpkı baş kahraman Arjuna’nın dediği gibi siz de ‘Na şto mohah’, ‘Artık yanılgım yok oldu!’ diyeceksiniz.”
**Katılım ve detaylı bilgi için sağ alt köşedeki workshopix mesaj gönder kutusunu kullanabilirsiniz.
