2016
Mayıs
07

Herşeye Rağmen Gül Semineri / Aynur Salış ve Arzu Baydar

X
Mesajınız Gönderilmiştir.
En Kısa Zamanda Size Yanıt Verecektir.
Etkinliği Düzenleyene Mesaj Gönder X
seminergul01
362547
Herşeye Rağmen Gül Semineri / Aynur Salış ve Arzu Baydar
Herşeye Rağmen Gül Semineri / Aynur Salış ve Arzu Baydar
450.00

Her şeye rağmen gül…

Güldüğünde açılmayacak kalp kapısı yok çünkü. Değil mi ki ağlayarak gelmişsin bu dünyaya. Zaten o bildiğin bir şey. Ağlamak, memnun olmamak bir şeylerden, şikayette kalmak, her şeyin istediği gibi olmasını tutturmak, olanı olduğu haliyle kabul etmemek. Ne kavga! İçerimiz, dışarımız kavga, gürültü. Oysa artık sadece bir bardak suya gülümsediğinde, atom düzeyinde bir farklılaşma olduğunu söyleyen çalışmalar var. Bir bardak suyla başla işe. Gülümse… Göreceksin ki, o suyu içtiğindeki duygun bambaşka olacak. Tüm o gülen atomlar yüzde yetmiş beşi su olan güzel vücudunun hücrelerinde gülümsemeler açtıracak. Bunu yirmi bir gün yaptığında, farkı görmemene imkan yok. Bir şeyin değişmesi için yirmi bir gün yeter derler. Kim bilir, belki senin için bir an bile yeter. Zaman dediğin lineer bir çizgi değil ki.

Ne diyordum? Bırak bunları, gül sen yine de. En çok kimle berabersin ömründe mesela, kendinle. Sabahları bir gülümsedin mi aynada kendine hiç? Kendinin en kıymetlisi oldun mu hiç? Bir dene. Bak nasılda görüldüğünü, ilgilenildiğini hisseden tarafın içinde güller açtıracak. Hem sen değil misin ilgiye, dinlenmeye aç olan. Daha sen kendine gülümsemediysen, nasıl fark edip öteki gülümsesin. Hadi gülümsedi sana diyelim. Bu ilgiyle çok karşılaşmayan tarafın, nasıl algılayacak, nereye koyacak bunu kişiliğinde? Belki ilk başlarda sahte, hızlı gülüşler olacak ama beden anlar yine de, meraklanma. Devam et aynada gördüğüne gülümsemeye. Sonra bir bakmışın, kalbin meğer öyle kırılmış ki, ondan kapatmışsın kendini ve duvar örmüşsün, katman oluşturmuşsun etrafında kendinin bile göremediği… O kalp kırıklığına da gülümse. Sana göründüğü, iyileşme umudunu yarattığı için hem de kocaman gülümse. Fark et! Fark etmediğimiz bir şeyi değiştiremeyeceğimizi biliyoruz çünkü.

En çok da karanlığına gülümse. Nasıl ki fark edilmek isteyen çocuklar, çirkin surat yaparlar, karanlığın da yüzü ondan öyledir. Karanlığına, o küçüğe güler gibi gülümse. Bak nasıl değişecek sana hissettirdiği. Belki önce yine duygular gelecek, ağlayacaksın. Duygular kalp kapılarını açar. Baktın ki açıldı, e üzülme artık kendine bu kadar da. Kurban da kalma. Vaktin yok çünkü. Daha sırada koklanacak çok çiçek, başı okşanacak nice köpek, altında yürüyeceğin nice yağmurlar, çıplak ayak gezeceğin billur kumsallar, tadına doyamayacağın sayısız meyveler var… Çocuklardan bilirsin. Onlar, biz yetişkinler gibi sıradanlaştırmazlar hiçbir şeyi. Her gün giydiğin ayakkabaya, onlar muhteşem bir şeye bakar gibi bakar misal. Her gün hızlıca gün kaygısıyla, somurtarak geçtiğin sokaktan, onların kaldırım taşından tut, ağacın kovuğuna, kedinin kuyruğuna, üstünden geçen buluta baka baka, tazecik heyecanlarını ve hayranlıklarını yaşayarak geçmelerini düşün. Diyorum ki, çok uzaklara gitmene gerek yok. Burada, tam da kendi sokaklarında, kalp kapılarına doğru yap bu yolculuğunu.

Her şeeye rağmen gül. Yol bunlarla güzel çünkü.

Arzu Baydar

7 Mayıs Cumartesi & 8 Mayıs Pazar / 10.00 - 17.00

ÜCRET: 450 TL

Detaylı Bilgi ve Rezervasyon: 0532 625 86 40

Seminer Aynur SALIŞ & Arzu BAYDAR' ın moderatörlüğü eşliğinde yapılacaktır.

NOT: Kesin kayıt için 100 tl ön ödeme alınacaktır.

Her şeye rağmen gül…

Güldüğünde açılmayacak kalp kapısı yok çünkü. Değil mi ki ağlayarak gelmişsin bu dünyaya. Zaten o bildiğin bir şey. Ağlamak, memnun olmamak bir şeylerden, şikayette kalmak, her şeyin istediği gibi olmasını tutturmak, olanı olduğu haliyle kabul etmemek. Ne kavga! İçerimiz, dışarımız kavga, gürültü. Oysa artık sadece bir bardak suya gülümsediğinde, atom düzeyinde bir farklılaşma olduğunu söyleyen çalışmalar var. Bir bardak suyla başla işe. Gülümse… Göreceksin ki, o suyu içtiğindeki duygun bambaşka olacak. Tüm o gülen atomlar yüzde yetmiş beşi su olan güzel vücudunun hücrelerinde gülümsemeler açtıracak. Bunu yirmi bir gün yaptığında, farkı görmemene imkan yok. Bir şeyin değişmesi için yirmi bir gün yeter derler. Kim bilir, belki senin için bir an bile yeter. Zaman dediğin lineer bir çizgi değil ki.

Ne diyordum? Bırak bunları, gül sen yine de. En çok kimle berabersin ömründe mesela, kendinle. Sabahları bir gülümsedin mi aynada kendine hiç? Kendinin en kıymetlisi oldun mu hiç? Bir dene. Bak nasılda görüldüğünü, ilgilenildiğini hisseden tarafın içinde güller açtıracak. Hem sen değil misin ilgiye, dinlenmeye aç olan. Daha sen kendine gülümsemediysen, nasıl fark edip öteki gülümsesin. Hadi gülümsedi sana diyelim. Bu ilgiyle çok karşılaşmayan tarafın, nasıl algılayacak, nereye koyacak bunu kişiliğinde? Belki ilk başlarda sahte, hızlı gülüşler olacak ama beden anlar yine de, meraklanma. Devam et aynada gördüğüne gülümsemeye. Sonra bir bakmışın, kalbin meğer öyle kırılmış ki, ondan kapatmışsın kendini ve duvar örmüşsün, katman oluşturmuşsun etrafında kendinin bile göremediği… O kalp kırıklığına da gülümse. Sana göründüğü, iyileşme umudunu yarattığı için hem de kocaman gülümse. Fark et! Fark etmediğimiz bir şeyi değiştiremeyeceğimizi biliyoruz çünkü.

En çok da karanlığına gülümse. Nasıl ki fark edilmek isteyen çocuklar, çirkin surat yaparlar, karanlığın da yüzü ondan öyledir. Karanlığına, o küçüğe güler gibi gülümse. Bak nasıl değişecek sana hissettirdiği. Belki önce yine duygular gelecek, ağlayacaksın. Duygular kalp kapılarını açar. Baktın ki açıldı, e üzülme artık kendine bu kadar da. Kurban da kalma. Vaktin yok çünkü. Daha sırada koklanacak çok çiçek, başı okşanacak nice köpek, altında yürüyeceğin nice yağmurlar, çıplak ayak gezeceğin billur kumsallar, tadına doyamayacağın sayısız meyveler var… Çocuklardan bilirsin. Onlar, biz yetişkinler gibi sıradanlaştırmazlar hiçbir şeyi. Her gün giydiğin ayakkabaya, onlar muhteşem bir şeye bakar gibi bakar misal. Her gün hızlıca gün kaygısıyla, somurtarak geçtiğin sokaktan, onların kaldırım taşından tut, ağacın kovuğuna, kedinin kuyruğuna, üstünden geçen buluta baka baka, tazecik heyecanlarını ve hayranlıklarını yaşayarak geçmelerini düşün. Diyorum ki, çok uzaklara gitmene gerek yok. Burada, tam da kendi sokaklarında, kalp kapılarına doğru yap bu yolculuğunu.

Her şeeye rağmen gül. Yol bunlarla güzel çünkü.

Arzu Baydar

7 Mayıs Cumartesi & 8 Mayıs Pazar / 10.00 - 17.00

ÜCRET: 450 TL

Detaylı Bilgi ve Rezervasyon: 0532 625 86 40

Seminer Aynur SALIŞ & Arzu BAYDAR' ın moderatörlüğü eşliğinde yapılacaktır.

NOT: Kesin kayıt için 100 tl ön ödeme alınacaktır.

Kapat