Hıdırellez

Hıdırellez

Her sene küçük şehirde de, büyük şehirde de gördük, duyduk Hıdırellez şenliklerini. Ateşler yakıldı, danslar edildi. Kimi dileklerini yazdığı kağıdı suya bıraktı, kimi gül ağacının altına gömdü, kimi ateşe atıp yaktı. Gelenekler çeşit çeşit olsa da, değişmeyen tek şey baharın gelişiyle uyanan doğanın karşısında insanoğlunun kayıtsız kalamıyor olması; baharla birlikte kendi içinde umuda ihtiyaç duyan hangi yanı varsa, onu yeşertmek üzere can attığıydı. Binlerce yıl boyu insanoğlu umudunu hiçbir zaman yitirmedi.

Çocukken aile içinde hazırladığımız Hıdırellez kağıtlarına çizdiğimiz yıldızlı takdir belgelerini, o çok istediğimiz bisikleti çizip de günün birinde bunlara sahip olunca; umut etmenin ve hayal kurmanın istediğimiz şeyi elde etmede bir payı olabileceğine inanarak büyüdük. Bu toprakların kültüründe yetişen insanlar olarak, işimizi kısmete bırakmak da hiçbir zaman uzak bir mesele olmadı bize. Kendimizden çok daha büyük bir evrensel gücün varlığı bize farklı farklı yollarla anlatıldı. Hayat boyu umut ettik, hayal ettik, istedik ve gerisini o büyük güce bırakıp teslim olduk. Oradan sonrası artık hep kısmetti.

Hıdırellez, baharın gelişini kutlamak için yapılan çok eskiden günümüze kadar gelmiş bir Anadolu bayramı. Sadece Anadolu değil, Orta Asya, Ortadoğu ve Balkanlar’da da kutlanıyor. Tarihçesi Anadolu’ya İslamiyet’in gelmediği zamanlara, binlerce yıl öncesine dayanıyor. Bu bayram 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece kutlanıyor, 6 Mayıs ikindisinde bitiyor. Hıdırellez'i tek bir kültüre mal etmek imkansız. İlk Çağ'dan itibaren Mezopotamya, Anadolu, İran, Osmanlı, Balkanlar ve hatta bütün Doğu Akdeniz ülkelerinde baharın gelişiyle belli başlı coşku dolu kutlamaların yapılmış olduğuna dair yazılı kaynaklara ulaşılmış. Hatta kimi yazılı eserler bu tipteki en eski ritüellerin milattan önce Mezopotamya'da yapıldığı da söyleniyor.

Günümüze kadar gelen çeşit çeşit ritüel var. Açık havada ateşler yakılıp danslar ediliyor. Hıdırellez gecesi duaların ve dileklerin kabul edileceği bir gece olarak kabul ediliyor. İnsanlar dileklerini ateşe atıyorlar. Pilav yapmak ve komşularla, akrabalarla paylaşmak da gelenekler arasında. Bunun paylaşımın ve dayanışmanın bir sembolü olduğu söyleniyor. Bahar temizliği kavramı da Hıdırellez’den geliyor. Yeni başlangıçlara bu şekilde hazırlanıldığına inanıyor.

Kutlama ritüelleri yer yer farklılıklar gösterse de, Hıdırellez binlerce yıldır hep bolluk ve bereketi kutlamak ve kutsamak üzere var oldu. İnsan nesiller boyu tüm bu gelenekleri ve içinde taşıdığı coşkuyu aktardı. İnsan, binlerce yıl gördüğü türlü türlü karanlığa rağmen umut etmeyi ve doğayla bir olmayı hiç bırakmadı. Her birimizin içinde baharın gelişiyle hareketlenen o yer, bize binlerce yıl öncesinden, atalarımızdan miras. Bu yıl yine, geçmişte binlerce yıl olduğu gibi, doğayla birlikte umutlarımızın da yeşerdiği, o çocuksu neşenin yine uyandığı bir bahar olsun. Hayalleri ve umutları hiç bırakmamak dileğiyle.

Kutlama ritüelleri bölgesel olarak farklılıklar gösterebiliyor, yer yer farklı geleneklerle de karşılaşabiliriz. Ancak genel olarak Hıdırellez her yerde baharın gelişini kutlayan, insanın yaşamındaki olumlu değişimler konusunda kendi içinde farkındalık ve umut yaratan, dayanışma ve paylaşmanın önemini vurgulayan bir bayram olma özelliğini her yerde koruyor.

Duygu Bingöl
Yoga Eğitmeni

Kapat